26 Mart 2012 Pazartesi

Sınırlara Hapsolmak Bağlamında Barselona Barselona


Sınırlara Hapsolmak Bağlamında Barselona Barselona

Barselona, sinemanın sanatların arasına, artık, girdiğinin bir milad olarak örneğidir. Sinema, benzeri olan, tiyatro, piyes ve romanın, sınırlı olanakları nedeniyle, gerisinde kalan, daha çok gündelik tüketime yönelik ürünler veren bir alan olarak değerlendirilegeldi. Hiç kuşku yok ki, sinema da her kültür ürünü gibi mazisiyle anlamlı; diğer alanların tarihi, sanatların kurumlaşmalarının temel nedenlerinden biridir; oysa sinema, henüz 100 yıllık bir birikime sahip; denemeler, bakış açıları ve örnekler, bu denli ürün verilmesine karşın hala çok sınırlı ve bırakın genç bir alan olmasını bebek bile değil, belki de henüz rahme düştü; onu rahme düşüren de Woody Alan. Sinema, sanat eserlerindeki zengin metinlere sahip olmamakla "piyasa" ve "pop"un ötesine geçememekte(ydi). Alan, ona bambaşka bir boyut kazandırmıştır Barselona ile. Romanlardan ya da piyeslerden uyarlanan filmlerde daima teatral bir hava vardır ve ilk görüşte zengin alt metinlere sahip olması nedeniyle hemen fark edilir; Barselona, bir uyarlama olmadan bu özellikleri sinemanın olanaklarıyla gerçekleştirmekte.

Film, teknik, içerik, sinema dili, olay örgüsü, fon, müzik, iletiler... pek çok bağlamda ele alınabilir. Bu yazı, filmin, övgüyü hak eden ayaklarını belirleyip onları çözümleyerek birbirleriyle nasıl ilişkilendirdiğini serimlemeyi ve neden "milad" olduğunu temellendirmek amacıyla;

* tatil, başlama bitme
* sınırların olması / bohem bir hayatın içindeki tutuculuk
* kaotik resim / tabancalı saldırı
* üçlü ilişkinin dinamikleri
* olayın ahlaksallığın ötesine geçerek kendi değerlerini üreterek yeni bir ahlaksallığı üretir görünüp üretememesi
* kendi sınırlarımızın dışına çıkamadan ahlaksallığın içinde hapsolmak

Başlıkları tek tek ele alınabilir; ama bu, bu kısa yazının kapsamı dışında kalmaktadır.

V. Metin Bayrak
Bakırköy, İstanbul, 2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder