Gündüz
Suphi Aktan’ın Ardından
Yetişmiş insan sıkıntısıdır bizi gerim
gerim geren yıllardır; özgürleşme, ancak zincirleri kırmakla
olanaklıdır; cehaletten oluşan zincirleri kıran bilgi olmuştur hep;
bilgiyi üretip kendine ve halka maledense aydınlardır.
Yıllarca sürekli boynu bükük yerde yürüyen ve kendini ifade etmek için kılıftan kılıfa giren ülkemiz insanlarının dramının altında pek çok sorun yatar elbette ama trajedinin nedeni kimliktir. Kim olduğumuzdur. İnsan, daha ayağa kalkar kalkmaz diğer canlılardan farklı olduğunu anlamış ve "ben kimim?" diye sormuşttur. Felsefenin bu temel sorusu bunca bilgi birikimine karşın hala yanıtlanabilmiş değildir; yaşam devam ettikçe yeni yanıtlara gereksinim doğmakta; yanıtı verenlerse egemen dünya görüşünün aktörleri. Kitleler, tanımlandığı gibi kendini tanımlamakta. Yıllardır "bizden adam olmaz" ifadelerini duyarak büyüyen bir insanımızın "hayır! bizden adam olur!" diyebilmesi için öncelikle sokulduğu, itildiği, kapatıldığı bu karanlık cehalet çukurundan çık(arıl)ması gerekmekte. İşte, Gündüz Aktan, bu bayrağı taşıyan yurttaşlarımızdan biridir. Onu anarken, Türk kimliğinin travmalarını sosyopsikodiplomatikosiyasal anlamda zihin açıcı tahlillerini / kriptolarını dönüp yeniden yeniden okumanın gerekli olduğu kanaatindeyim.
Yıllarca yazılarını okuyup öğrenilmiş 'Türk ve Türkiye'den adam olmaz' düşüncesinin altında yatanları tarihsel ve siyasal açıdan irdeleyip ezber bozan derin entelektüel ve devlet adamı olan Aktan'ı 2007 Tüyap Kitap Fuarı'nda yakından tanımak imkânı da buldum; köklü bakışının altına bilgi ve kültürü koyup bunu mütevazılıkla besleyen Aktan'ın kaybı, hepimiz açısından erkendir.
20 Kasım 2008
V. Metin Bayrak
Bakırköy, İstanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder