20 Şubat 2016 Cumartesi

Sevişme Üzerine

-Âşıklık geçici deliliktir.
-Hayatı besleyen ibadet, sevişmedir.
-Ten, dostlukla sevgililiği ayırır.

Genelinde cinsellik özelinde sevişmeye dair raslamsal anlamda konuyu ortaya saçmaya yönelik
çeşitli örnekler, değiniler, ilişkiler, resimler, bilgiler... Paylaşarak başlasın yazılama!

Tevrat'taki babalarını uyutan kızların, babalarıyla ilişkiye girerek insan türünün üremesini sağlamaları
Ana tanrıça / Kibele kültünden, tanrının erkekleştirilmesine
Athena'nın, Zeus'un başında Zeus, Hera'dan sakladığı bir 'kaçamak' nedeniyle dayanılmaz bir baş ağrısı duymaktayken- Hephaistos'un baltasıyla doğması
Paris'in, Helena'yı, Aphrodite'nin ayartmasıyla başlayan Troya Savaşı
Diyojen'in, Sinop'un agorasında mastürbasyon yaparken, 'ne yapıyorsun?' diye soranlara 'su içmekten farkı nedir?' demesi
Tapınak fahişesi olduğu iddia edilen Meryem'in hamile kalıp 'Tanrı'nın oğlu'nu dünyaya getirmesi *1
Roma İmparatoru Hadrianus'un aynı zamanda ordusundaki komutanlardan biri olan sevgilisinin ölümünün ardından yaşadığı sevgisizlik ve yalnızlık; yetimlik
Yaygın olarak görülen erkek, ender şekilde de kadın sünneti
Bizans İmparatoru Jüstinyen'in, soylu olmayan Thedora'yla, bütün itirazlara rağmen evlenmesi
Kanuni Sultan Süleyman'ın, Osmanlı hanedanı ve devlet geleneğine aykırı olmasına rağmen, Hürrem Sultan'a nikâh kıyması
XIII. Henry'nin, evliliğini onaylamayan Papalığa nispet Anglikan Kilisesi'ni kurup başına geçmesi
Napolyon Bonapart'ın, Joshephin'e cephede karargâh çadırında sayfalarca aşk mektubu yazması
Amerikalı antropolog Margaret Mead'in, eşini, öğrencisi olduğu Ruth Benedict için terketmesi ve onunla ilişki yaşaması
Anna Karanina'nın 'saygın' eş ve annelikten aşkı nedeniyle atılmayı göze alması
Heykeltraş K.Mille'in, Roden'den ayrılığı ve şair kardeşi Paul'un alakasızlığı nedeniyle tımarhanede ölmesi
I. Körfez Savaşı esnasında 'en seksi bulunan erkek' anketinde Irak Devlet Başkanı Saddam Hüseyin'in açık ara önde çıkması

   Sev! , sevmek, sevda, sevdalanmak, sevdalı, sevdiceğim, sevecen, sevgi, sevgili, sevici/lik, sevinç/li, sevindirmek, sevinmek, sevimli, sevi, sevişken ve sevişmek!
Ahlakçılık, tensel paylaşım dışındaki her şeyi meşru görür; hatta bir araya gelerek topluca suç işlemeyi de; oysa dinsel, ahlaksal, hukuksal anlamda 'izin' alınmamış ya da verilmemiş tensel paylaşım 'sorun'dur.

Arkadaşlar, sevgililer, evliler vb. birlikteliklerini, münasebetlerini tensel paylaşımla taçlandırdıklarında ilişkileri bir başka boyuta evrilir, ontolojisi değişir. Çift, çinsel birleşmeyle ve/veya sevişmeyle birbirleriyle bütünleşir, yekpare olurlar ve bu, tasavvufî dilde hemhalliktir. Tensel paylaşımın tarafları, sex işçisi-müşteri değilse, tensellik yanında başka dinamikler veya ayaklarından yani sosyal, duygusal, entelektüel vb. (de) söz edilebilir.

Sevgililik, zamanla pişen arkadaşlık, dostluk ilişkisinin tensel paylaşımla kırılarak derinlik kazanması olarak görülebilir. O ana değin iki ayrı insan, özne, beden olan çift, o anın ardından tek bir bedene, özneye ve nihayet insana dönüşür.

Taraflar, ilişkilerinde göreli süreli tensel paylaşımlarının sona ermesiyle, eş zamanlı "annelerini" kaybederler. Paylaşımın ardından duyulan yoksunluk, annesizlik, anneye duyulan özlemdir; annesizlik hali, en çok "güven" ile ilişkilidir. Çünkü insan, annesi dışında "o" şekilde, içine sokarcasına, teni(ni) yırtıp sığınırcasına, ten(in)de kaybolurcasına, yalnızca sevgiliye sarılabilir.
İnsan, tensel paylaşımda bulunduğu kişinin kaybıyla*2 hayattaki en güvenli yerini, kovuğunu, sığınağını, bedenini, annesini, yurdunu, hayatını, habitatını kaybeder. Öfke/si, anne/si/nden koparılıp alınan bebeğinkine benzer.

Güven, yaşamın direği; çıplaklık, güvenilen kişinin bedeninde erimedir. O erime, hemhallikle doruğa eren yaşamdır, mucizedir; insanın fizik dünyadan kaçışıdır; zamanın dışına uçmaktır ki bu uçuşta, zamanın Hayyamca yorumundaki tutkular kanatlandırır bedenleri bir olanları.
Genel ahlakın, ister dinsel ister devletçi retoriklerle olsun, sevişme olgusunu kötücül ilan edip kösnülleştirmesi, bir tür erime hali olan sevişmeyi südrükleşme görerek kendi iktidarını, beden/ler üzerinde kurduğu tahakkümle güçlendirme pratikleri olarak yorumlanabilir..

Eski Yunanlılar, tabii ki erkekleri, kadınları, biri çocuklarının anaları, diğeri şölenleri birlikte kurup şarap içerek şiir, felsefe ve politika konuşup ardından seviştikleri sevgilileri olmak üzere iki kategoriye ayırırlar. Atinalı bir yurttaşın sevgilisi, karısı; karısı da sevgilisi değildir; karısıyla üreme, sevgilisiyle -ki zaman zaman bir hemcinsidir sevgilisi- de sevişmek için birliktedir. Günümüzdeki 'Türk' erkekleri ve artık belli ölçüde kadınlarının sevgili olunacak-evlenilecek ayrımı, Eski Yunanlıların sevgili örneği özelinde daha somut anlaşılabilir: evlenilecek kişiyi nesneleştiren ahlakçı bakış.

Ortadoğu'da poligaminin polijini türü, yerleşik hayata geçilen tarım devriminden yani neolitik dönemden bu yana oldukça yaygın biçimde görülür. İbrahimi dinler, 'zina'yı her ne kadar 'yedi büyük günah' arasında görseler de, ara formüllere -ki her biri bir tür "hülle" olarak yorumlanabilir- her zaman yer vererek toplumun -erkek egemen ideolojinin ve/veya kültürün- gazını almayı bilmişlerdir; örneğin İslam, dört eşe kadar müsaade eder ve sınırsız cariyeyi hoş görür; Türkçesi nikahlı dört eş ile, nikahsız sınırsız cariye 'dinen caiz'dir.

Cinselliğin -otoerotizm de dahil-, öznesi ve nesnesi olan beden, iktidarla iç içe geçen -zaman zaman çatışmakla birlikte, göreli sürenin ardından kurdukları ittifakla- dinin, daima tahakküm aracı olagelmiştir. Paganizmin ardından tanrıların/tanrıçaların tek tek öldürülüp teke indirilme sürecinde tanrı, erkekleştirilirken ilişkinin biçimi de heteroseksüelliğe indirgenir, sınırları dogmalarla çizilen bu türün dışındakiler, iktidarca ve/veya egemen kültürce 'sapkın' bulunur ve yerleşik kültürde, hukukta, genel ahlakta, dilde, zihniyette vb. hala mevcudiyetini muhafaza eder.
Bu tür 'ön sevişme' işlevi niyetine yapılan bu seçimin ardından raslamsal kimi tezlerle 'operasyon'a' geçip yazılamayı tamamlayalım:
   
      I.TEZ:
 
        "Bekaret, mülkiyetin kadın bedenindeki nesnel karşılığıdır."

Bekaret, iktidarca üretilen ve mülkiyetin, sermayesinin aktarımını erkek egemen toplumda sigorta olarak hem heteroseksüelliğin hem de erkek egemenliğin ideolojik aracıymışçasına nesnelleştirildiği bir 'değer' olarak üretilir. Böylece 'erkek'in soyu/sermayesi/mülkiyeti/iktidarı doğadan, yani anneden alınarak kültürel anlamda nesneleştirilerek ahlaksallıştırılır; buradan da pozitif hukuka bağlanır. (Arayınız: 'bekaret testi'!

     II.TEZ:

          "Hayatı besleyen 'ibadet', sevişmedir."

Sevişme, ilahi olandır, fiziğin ötesinde metafiziksel bir ontolojiye sahiptir; çünkü aşkındır, tenden ötedir. İnsan, diğer canlılardan sevişkenliğiyle nedeniyle de ayrılır. Sevişme; hayatı besleyen bir tür dünyevi ibadettir. "Sevmek" fiilinden türetilen ve bir kısmı yukarıda anılan kelimelere bakıldığında "hayatı besleyen ibadet" ifadesi, anlam kazanır.
   
     III.TEZ:

          "Erkek, 'erkeklik' tarafında hadım edilerek esir alınmıştır."

Güncel bilincin olguyu dillendirişine bakarak, bir başka deyişle, yerleşik kültürdeki ifadeleri/ne odaklanarak sevişmedeki işteşliğin kaldırılıp sevişmenin, salt erkeğin fiiline indirgendiği görülebilir. Erkeğin fail olarak konumlandırıldığı bir 'ilişki', erkeğin tahakkümüne, hegemonyasına, iktidarına, yasakoyuculuğuna içkindir. Bu, erkeğin, 'erkeklik' tarafından esir edilip iktidarca köleleştirilmesidir.

     IV.TEZ:
         
          "Kadın cinayet(ler)i, erkeğin, sevgilisinin kadın bedeninde bıraktığı kadınlığını ödürmesidir."

Erkeğin, 'tek tabanca', 'tek kişilik orkestra' olduğu erkek egemen kültürün resmi, mülkiyetle beslenince 'kadın/namus cinayeti' kavramını anlama yolunda ilerleyebiliriz; şöyle ki, burada söz konusu cinayetlerin, şüphesiz, mülkiyetle yani ekonomi-politikle, sosyolojiyle ilişkisi yadsınamaz; lakin daha da temelde, duygusal ve mantıksal anlamdan önce psikolojik, ondan da önce meta-biyolojik bir olgu var: sevişenlerin bir bedende özneleşmeleri, "bir"e dönüşmeleri. Erkeğin eski karısını ya da sevgilisini öldürmesi, 'eski'nin cinsel partnerinin kendisine duhul ettiğini düşünmesi, onun bedeninde olduğunu ya da hala o bedende kaldığını düşünmesidir de. Bu, onun, kadınsı/dişi yönüyle arzu ettiği bir resimdir lakin heteroseksüel erkek egemen kültür nedeniyle bunu yadsır; psikanalizce söylersek, öldürdüğü sevgilisinin bedeninde açığa çıkan ve orada kalan kadınlık arzusudur. *3

     V.TEZ:
         
          " 'Protestan İslam', kadın bedenini araçsallaştırarak cinselliği, hem özel hem de kamusal alandan kürtaj eder; lakin dişiliği kapatamaz."

Türkiye'de, güncel anlamda, çok dar bir çevrede konuşulup geniş bir çevrede yaşanan hedonizm iddiası ve yaşantılarına paralel geniş çevrelerde konuşulup dar çevrede yaşanan bir tür 'protestan islam' yükselmekte. Bu zihniyet, cinselliği, hem kamusallığın hem de özel alanın dışına iter: oysa kapatılıp hayatın dışına itilen cinsellik, en çok kadınların ayakkabılarında, makyajlarında ve şüphesiz iç çamaşırlarında kendini ifade etme imkanı bulur; çünkü dişiliği/kadınlığı/doğayı/arzuyu yani hayatı kapatıp saklayamazsınız, türkçesi bastıramazsınız.

     VI.TEZ:
         
          "Erkeğin tecavüzü, fiziksel ve kültürel güce içkindir."

Erkeğin, kadınlara ve LGBTİ'lere yönelik tecavüzü, dünyada yaygın olarak görülen olguların başında gelir. Fiziksel ve kültürel 'güç' nedeniyle erkeklerin kendilerine "a priori" 'hak' gördükleri bir 'nesne'yle 'karın doyurmak'tır; bu bir tür 'göz hakkı(!)'dır da. Daha düne kadar "de juro" ve halen "de facto", pozitif hukukta buna göre 'tahrik' indirimiyle yargılama yapılmakta/ydı, tecavüz zanlısına. 'Etek boyu'nu, 'hafifletici sebep' olarak gören ve failin cezasını ona göre veren çok sayıda savcı-hakim ikilisinin her gün dağıttığı 'adalet' kararlarına tanık olmaktayız.

SONUÇ:

Kadın, köle, cariye pazarı (ki İŞID'ın gelir kaynaklarından biridir.), başlık parası, devletlerarası ilişkilerde kız alıp vermeler, mal-mülk bölünüp küçülmesin diye 'büyük' ailelerde görülen aile içi evlilikler, şirket birleştirmeleri, mantık evlilikleri, kariyer için girilen yataklar, rüşvet niyetine çıkarılan kıyafetler... örnekler çoğaltılabilir. Cinsellik, gündelik hayatın temel dinamiklerinden biridir. Her dilde ve şüphesiz ilişkide kendi metaforlarını ve argosunu üretir. Totaliter rejimlere, dinlere, ideolojilere... rağmen her gün sevişiyoruz ya eriyerek kaybolduğumuz bir bedende ya da hayaliyle.

*1) Burada birbirine zıt iki iddia üretilebilir: a) İsa, bir aşk çocuğu değildir; b) Meryem, aşık olduğu bir 'mümin'den/müşteri'den hamile kalır ve bu 'aşk çocuğunu' doğurmak ister.
*2) Kayıp nedeni ayrılık ve ölüm, terk vb. nedenler, şüphesiz kaybedenin tepkisini etkiler lakin bu yazılama, olgunun hemhalliğine odaklanarak ayrılık kısmı/nı ihmal ederek klavyeye alınmıştır.
*3) 'Namus' cinayetlerinin, pek çok cinsel yönelim içinde heteroseksüel ilişkilerde ve ataerkil toplumlarda "kadın"a yönelik olması, tezimizi doğrulayan önemli bir noktadır.


V.Metin BAYRAK
Kasım-Aralık' 2015 Ege

Anahtar Kelimeler:
Sevişme, cinsellik, ahlakçılık, tensel paylaşım, paganizm ve cinsellik, İbrahimi dinler ve cinsellik, Protestan İslam, bedenin araçsallaştırılması, tensel paylaşımın nesneleşmesi, iktidar, tahakküm.