25 Mart 2014 Salı

'birleşme' üzerine

gündelik siyasetin dışında olmak için oruca başladım ama öyle şeylere tanık oluyor ki insan, hani "taş olsa çatlar" sözündeki durum... bugün sosyal medyaya şöyle bir göz atarken rastladım... listeyi tek tek inceledim. yazıya başlarken sevdiğim ama bir türlü tam hatırlayamadığım bir söz vardı; onu ararken iki söze rastladım: 
"politika, insanları, kendilerini ilgilendiren meselelerle uğraşmaktan alıkoyma sanatıdır." paul valery 
"politikacılar, bebek bezlerine benzerler; değiştirilmezlerse kokmaya başlarlar." atakan korkmaz.

şimdi, iki söz de erdoğan'ın ustalığını teyit ediyor... erdoğan, tek başına sadece içeride değil dışarıda da gündemi belirme gücüne sahip bir siyasi aktör... pazar günü kısa bir süreliğine ziyaret ettiğim "yeniden milli irade mitingi"nde tanık olduğum kitlenin tapınırcasına vecd haliyle özdeşleştiği tanrısal bir figür... o, şimdiden insan ötesi bir varlığa dönüşmüş durumda... muhalefet, sadece erdoğan'dan söz ediyor... muhalefetin de varlık koşulu erdoğan... erdoğan'ın gitmesi demek, muhalefetin nefessiz kalması demek bir bakıma... taraflar, sürekli mideye çalışan boksörler gibi ya da belden aşağı çalışıyorlar... seviye, dışarının bir tür aynası... seviye, siyasetin, türkiye coğrafyasındaki hali, abraham lincoln'ü hatırlatıyor... bir konuşmada dile getirdiği "iki şey halkın önünde yapılmaz, çünkü mide bulandırır; birincisi sosis, ikincisi politika." gibi mide bulandırıcı... türkiye'de ortalık yerde yapılıyor... erdoğan'ın sözlerini anıp reklamını yapmak değil bu yazının amacı...

şimdi, yandaki görsele dikkatle bakalım, zaten bu yazıyı okuyanların pek çoğu, günlerdir sosyal medyada binlerce örneğini gördüler... hadi görsel bize neler söylüyor bir bakalım:
yanda gördüğünüz görselde mhp'nin adayında birleşilmesi önerilen 25, chp'nin ise 36, toplamda 61 şehir var... geriye kalan şehir sayısı 20. kalan 20 şehir nerede? orası vatan değil mi?

görselin üzerinde yazan ifade, ayrıca kritiğe şayan:
"BU İŞİN SAĞI SOLU YOK! AKP'YE SANDIKTA DERS VERME ZAMANI!
SÖZ KONUSU VATAN İSE GERİSİ TEFERRUATTIR...

görselde batıdan doğuya uzanan bir türkiye haritası ve iki partinin lideri ve bayrakları... dersimli olan kılıçdaroğlu'nun doğuya konması ya da sağa konması manidar...

2011 seçimlerinde akp ve bdp'nin aldığı oylar, yaklaşık %60... iki parti, vatan düşmanı olarak görülüyor alt metin olarak...


bu "birleşme" türkiye kürdistanı'nı fiilen tanımıyor mu? daha açık yazayım, "birlleşme" dediğiniz ittifak, türkiye'yi bölmüyor mu? iki listede de türkiye kürdistanı'na ait tek şehir yok! alt metne göre demek ki, milliyetçi kanat da bölünmeyi tanımış, tanımaktan öte içselleştirmiş olmuyor mu? 

erdoğan'ın zehirli, çünkü ötekileştirici, ülkesini seven-ülkenin düşmanı kör kategorilere hayatı sıkıştıran, insanları siyah-beyaz kısırlığı içine itip seçeneksizliği bilincine her gün işleyen dilini tekrarlamıyor mu, tekrarladığı ölçüde de ona hizmet etmiyor mu?

trajik olan, recm kültürü... elinde taşla hedef gösterilmesini bekleyen yığınlar toplamıdır türkiye... mazide de farklı değildi... zaman zaman saldırganlığı azar, uzun zamandır okşanıyor... sorun, ne erdoğan ne de muhalefet... sorun, elinde taşla hedef bekleyen milyonlar... deli gibi hedef arayan bu taşlar, ellerden alınabilecek mi, nasıl? 

soruları çoğaltmak olanaklı... cevaplarına gerek yok... cin, şişiden çıktı... hayırlı olsun... dostane bir öneri: "miğfersiz çıkmam abi!" 

v. metin bayrak
25 mart 2014'istanbul, kağıthane

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder