eğitimin "milli" olanını almayı/ver meyi vicdanen reddediyor um...
dinsel kurumların ardından en büyük 'yalan', okul ve türevi hiyerarşik örgütlenmelerle varlığını iktidara eklemlenerek sürdüren kurumlar olsa gerek. (dikkat! "din" ve "eğitim" demiyorum, "kurumları" diyorum; çünkü ikisi de insanın varoluşunda yer alan olgular.) çünkü ikisi de iktidarın ideolojik aracı gibi iş görmekte kurumlaştıkça... beden ve bilinç üzerinde tasarrufta bulunmaktalar... insanın özgürlüğü önündeki en büyük ve en somut kurumsal engelleri aşma zamanı geldi... kurumsal yapıları insanı temele alacak şekilde evriltelim... önce kurgusunu, ardından içeriğini... iktidardan arındırabildiğimiz ölçüde
ulaşabiliriz insana. çünkü dinsel kurumlar ve eğitim kurumları insanı perdelemekte...
ulaşabiliriz insana. çünkü dinsel kurumlar ve eğitim kurumları insanı perdelemekte...
mesela t.c. milli eğitim bakanlığı'nı önündeki patolojik "milli" ifadesinden arındırarak işe başlayabiliriz... yeni eğitim - öğretim yılının, iktidarın ideolojik söylemlerine teslim olmadığımız, bilakis bunları daha fazla ifşa ettiğimiz bir sürecin başlangıcı olmasını diliyorum... bunun için kimliklerimizden, aidiyetlerimizden arınıp geride kalana odaklanarak işe başlanabilir...
"milli" olan müfredata göre eğitim almayı da vermeyi de vicdanen reddediyorum...
v. metin bayrak
16 eylül 2013'istanbul
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder